Agni’nin arzusuyla başlayan, iftira ve acıyla derinleşen bu mit, yedi bilge kadının onurlarını koruyarak yıldızlara yükselişini ve böylece bilgelik, sabır ve ruhsal gücün sembolüne dönüşmelerini anlatır.
Belki orada bir şifacı kadındım, ay ışığında bitkilerle konuşan…
Belki bir kehanet taşıyıcısıydım, yıldızlara bakıp savaşların kaderini okuyan…
Belki de orada, bir aşkın, bir sürgünün, bir sözün yankısıyım.
Bu hizalanma gökyüzünde değil sadece; senin içindedir.
‘’Sizler de, ben de, hepimiz de yıldız kumaşı vardır.’’
Peki yaşam hakkında ne biliyoruz?
Gökyüzünde ne görüyorsunuz?
Kaç yıldız var?
Kaç dünya var?
Canlı olmanın kaç yolu var?
Kendinizi küçük mü hissettiniz?