ASHÂB-I KEHF: YEDİ UYURLAR
Şimdi size olağanüstü bir hikaye anlatacağım. Hikayenin içinde kendinizi bambaşka bir yerde bulacaksınız. Hep öyle değil midir ki zaten ? Bir film izlediğinizde, bir kitap okuduğunuzda, efsanevi mistik bir hikaye dinlediğinizde o anı yaşamış gibi oluruz. Bloğuma neden mağaralarla başlamış olduğumu merak ettiğinizi varsayalım. Bunun sebebini açıkçası ben de bilmiyorum. Birşey, varlığını hissettiğim bir ışık, beni dibe en derine çekiyor, sebebini bilmediğim olayları ve karanlıkta kalmış şeyleri aydınlığa çıkarmamı sağlıyor. Sonrasında bu takip ettiğim ışık, karanlığı aydınlatmamı sağladığında, yukarı gökyüzüne çıkaracakmış gibi hissetmemi sağlıyor. Ve böylece Bulutların üzerinden baktığımda kendimi çok hafif hissediyorum. Şimdi ışığa doğru bir yolculuk yapalım..
Eski zamanlarda Krallık dönemleri yaşanırken bir Kral varmış. Bu Kral öyle zalim biri imiş ki başka birşeye inanan herkesi sarayında astırıyormuş. Başka inançları olan bir grup insan Kral’dan kaçmaya karar vermişler. İçlerinden biri şehre yakın bir dağda bir mağara olduğunu ve orada onları kimsenin bulamayacağını söylemiş. Bu mağaraya sığınan insanların yanında bir de köpekleri varmış. Köpekleri ayaklarını uzatmış, onlara bekçilik yapmış, insanlarda yorgunluktan uykuya dalmışlar.
Allah dostu olan bu gençler birşey hissetmeden ve duymadan sağa sola dönerek uyumuşlar… uyumuşlar.. bir asır geçmiş, iki asır geçmiş, üç asır geçmiş ve dokuz sene daha geçmiş. Ne güneş ışığı ve sıcaklığı ne bir gürültü duymuşlar. Ürkütücü bir manzaraları varmış. Çünkü uyurlarken saçları ve tırnakları çok ama çok uzamış. Şayet onları kim görse korkudan bayılabilirmiş.
![downloadfile-4[1]](https://esradogrul.files.wordpress.com/2017/04/downloadfile-41.jpg?w=374&h=179)
Ve bir gün uyanmışlar. İçlerinden biri diğerine : ” Ne kadar zamandır uyuyoruz ” demiş. ” Sanırım bir gün ya da ona yakın” diye cevap vermiş ; diğeri ise ” Rabbimiz ne kadar uyuduğumuz daha iyi bilir ” diye cevap vermiş. Acıktıklarını hissetmişler. İçlerinden birini seçerek ona para vermişler ve çarşıya inip yiyecek birşeyler almasını istemişler. Şehre inip zalim kralın onları yakalamasından korkuyorlarmış. Şehre inen mağara insanı, şehrin çok farklı olduğunu görmüş ve bu onu dehşetli bir şaşkınlığa düşürmüş. Şehrin bir gün bir gece de nasıl bu kadar değişebileceğine aklı ermemiş. Bir bakkala girip yiyecek birşeyler seçtikten sonra parayı uzatmış dükkan sahibine. Dükkan sahibi ” bu parayı nerden buldun ? Bu tarihi eser, öyle tahmin ediyorum ki bu üç asır önceki bir para ” demiş. Adamın paniği daha da artmış. Halk adamın etrafında toplanmış. Tırnaklarına ve yere kadar uzanmış saçlarına bakmışlar.Adam kaçmak istemiş ancak çarşı halkı dehşet dolu bakışlar altında adamın ve köpeğinin etrafını çevirmişler.
Askerler , adamı Kral’a götürmüşler. Kral sormuş : ” Ey insan ! Sen bu paraları nerden buldun ? Adam : ” Bu bizim paramızdır Kralım ” diye cevap vermiş. ” ve eklemiş : ”Önceki gün imanımızı muhafaza etmek için şehirden kaçıp mağaraya saklandık ”
Kral : ” Ey mümin insan ! Siz imanınız için niye kaçıyorsunuz ki ? Hepimiz tek bir Allah’a inanan ona ibadet eden bir milletiz ” demiş. Mağara insanı : Ama dün böyle değildi ” demiş. Kral: ” Ey Yüce Allah’ım ! Yoksa siz 300 yıl önce zalim Kraldan imanlarını korkumak için kaçan müminler değil misiniz ? ” Bu bir mucize gerçektir. Kaldığınız yeri bana gösterir misin ? ” demiş. Mağara insanı yolu göstermiş. Ve böylece olanların açığa çıkması ile tatmin olmuş.
Mağaraya gelen Kral bu mağarada geçen harkulade mucizeyi düşünerek mağara insanlarını selamlayıp önlerinde eğilmiş. Mağara insanları , yakınlarının ve zamanlarının geçip gittiğinden, hayatta artık onlara yer kalmadığını düşünmüşler. Bu durum karşısında onlar da yaratıcılarınla konuşabilmeyi temenni etmişler. Allah da bu sevgili kullarına rahmet etmiş ve onların canlarını almış.
İşte bugünlük hikayem bu.. Gerçek olan olayların gün yüzüne çıkmas , yüreğimize bir kuş tüyü kadar hafif düşmesi ve o hissin yaşanması dileğiyle..
Işığınız bol olsun..
Meleğin gözü önünde
Huzuru bulduğumu söylemek için geldim
Meleğin gözü önünde
Bağışlamayı ve şarkı söylemeyi başardım..
Not: Dünyaca ünlü Ashab- Kefh olayını hikayeleştirerek anlatmamın sebebi , gerçeğine dayanamayacağımız kadar tüyler ürpertili olduğu içindir. Şunu diyebilim: ” Onların sayısını ve yerini söyleyemiyorum. Onların sayısını ve yerini Allah bilebilir…!! ”
Bu konu ile ilgili dogmatik ve ilahi bilgilere açığım. Konu ile ilgili sorular sorabilirsiniz. Konuşabiliriz..
Sevgilerimle,
Esra DOĞRUL
Yorumlarınla çok güzel bir anlatım olmuş teşekkürler
BeğenLiked by 1 kişi
Fatihcim çok teşekkür ederim. Yorumuna sağlık 😉
BeğenBeğen