İçeriğe geç

Antropoloji

İNSANLAŞMA SÜRECİ

Son günlerde hepimiz birbirimize benzemeye başladık. Gerek konuşmalarımız gerek dillerimiz ortak olmaya başladı. Kullandığımız teknolojik aletler, arabalar, evlerimiz, yediğimiz yemekler, okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz Televizyon programları ve filmler, sevdiğimiz şarkılar ve danslar, giydiğimiz giysiler, güzel görünmek için harcadığımız çaba, hatta belkide ilişkilerimiz evliliklerimiz bile 21. yy insanlarının ortak özeliklerini yansıtmaktadır. Artan iletişim hızıyla birlikte, çeşitli kültürler büyük çapta etkileşimde ve küreselleşmiş bir toplum kurmak üzere eskisinden daha fazla iş birliği içerisine girmişlerdir. Bütün alanlarda köklü bilgiler edinmemiz, yaşadığımız yüzyıla ayak uydurmamızı ve hedeflerimize daha yakın olmamızı sağlamaktadır.

Dünya’ ya bir pencereden bakıyor olsak; binlerce yıldır değişen yerküre ile birllikte insanın zorluk, umut, hırs, sevgi, bazen barış bazen savaşlar ile nasıl mücadele ettiğini görürüz. Bizlere esrarengiz,olağanüstü miraslar bırakan kadın,erkek ve çocuk olan geçmişteki insanlar hepimizi birleştirmektedir. Aslında onlara çok şey borçluyuz. Yazdığım konuya  uygun youtube kanalından video paylaştım. Yazımın devamı okuduktan sonra videoyu izlerseniz anlattıklarımla izleyeceğiniz video pekişecektir. 

Temas edilen ve temas edilemeyen kabiler ile ilgili video

Bizim gelişmemizde emeği geçen bu insanlar kimlerdir ? Tartışmalı ve somut bulgularla adım adım saptanan, İnsansılar, hayvandan- insana geçiş dönemindekiler, İlk insanlar – Homo habilisler , ayağa kalkan insanlar – Homo Erectuslar , Pekin insanları, Homo Neanderthallerden sonra evrimleşip yerleşik bir toplu düzene geçen ve çeşitli kültürleri oluşturmayı başaranlar ” Homo Sapienslerdir. ” Afrika’ dan ayrılan bu mücadeleci grup Homosapiensler, hayatta kalmayı başarmış ve sonuçtada nüfusumuz artmış. 70.000 yıl önce hayatta kalmak için gerekli önemli becerilerin hepsine sahipmişiz. Lisan, İş birliği  yırtıcılardan korunmak ve avlanmak için silahlar ve ilerlemeyi sürdürmüşüz.

images-141[1]

Dünden bugüne bugünden yarına ve tabii nesilden nesile nüfusumuz artmış ve tüm dünyaya yayılmışısz. Önce Hindistan ve Doğu Asya kıyıları boyunca Doğu’ya gitmişiz; Yaklaşık 50.000 yıl önce bazılarımız Avustraya’ya ulaşmış ,yaklaşık 15.000 yıl önce de Sibirya’dan BERİNG boğazını geçmişiz ; ve İnsanlar hızla Amerika’da dağılmış. Ortadoğudan gelen diğerleri Kuzey batıya doğru yönelerek Avrupa’ ya yaklaşık 45.000 yıl önce ulaşmışlar.

 Resim : Bering Boğazı, Rusya ile ABD arasında bir boğazdır. 

images-203[1].jpgBizlere esrarengiz,olağanüstü miraslar bırakan kadın,erkek ve çocuk olan bu insanlar hepimizi birleştirmektedirler. Burada Türkiye’deki Anadolu topraklarında esrarengiz tepeler bulunuyor. İlk kasabalardan bazılarının kalıntıları Çatalhöyük‘te görebiliriz. 9000 yıl önce burda 8000’ den fazla insan yaşarmış. Çok iyi örgütlenen bir toplum içinde yaşadıkları kalıntılarda gizlidir. Afrika’da , Amerika’da çok küçük yaşlardan itibaren avcılığa başlamışlar.                                                         

                                                                                                                          Resim : UNESCO ( Birleşmiş Millletler Eğitim,Bilimve Kültür Örgütü), Nisan 2014’te Konya’nın eski Çatalhöyük yerleşiminde Neolotik Çağ araştırmacılarını biraraya getirdi.

Missouri Üniversitesi’nden ve New Mexico Üniversitesi’nden ABD’li araştırmacılar, Perulu sınırın yakınında bulunan Brezilya Acre eyaletinde temas kurulmayan bir kabilenin hareketlerini ve demografik sağlığını izlemek için uydu görüntüleri kullandılar.

Geçmişten günümüze gelen kadar kalıntıların haricinde, hala varlığını sürdüren tanınan ve tanınmayan kabileler vardır. Kimilerinin isimleri ne duyulmuş ne de kendilerinin varlığı görülmüştür. Bazı grupların varlığının bilgisi komşu kabilelerden, nadiren de olsa şiddetle karşılaşanlardan, havadan video ve fotoğraf çekimlerinden gelmektedir. Çünkü biz onlara ”yamyam ” gözü ile bakarken; aslında onlarda bize aynı gözle bakıyorlar. Kendi kültürleri ve dillleri kabileden kabileye değişmektedir. Onların nasıl bu zamana kadar kendilerini korudukları merak konusudur. Yerli hakları savunucuları, bu grupların kendi kaderlerini belirleme haklarına müdahale edilemeyeceğini belirterek tek başlarına bırakılmalarını istiyorlar. İnsanlığı çeşitliliğiyle temsil ediyorlar ancak ortak noktaları, dünya üzerindeki en dışlanmış ve en ayrımcı, en tehdit altında olan ve çoğunlukla fakir olan topluluklar arasında yer alıyorlar. 2013 yılındaki incelemelere göre Güney Amerika, Orta Afrika ve Yeni Gine ‘nin ormanlık alanlarında 100’ün üzerinde kontak kurulamayan kabilenin olduğu tahmin ediliyor.

Yaşamları boyunca hiç insan görmemiş yerli insanların haricinde; hangi kabileden olduklarını yansıtması amacı ile rengarenk giysiler giyen, yüzlerini boyayan, çeşitli kültür, müzik ve danslarla karşımıza çıkan, gülen yüzlü, sıcak dost canlısı insanlar da vardır. Onları rengarenk geniş bir yelpazede paylaşacağım..

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Dünyanın birçok yerinden yerli halk görüntüleri
Bütün bunları araştırmamın sebebi, dünyaya gelen ” O ilk insandan ” sonraki tüm zamanı bilmek mümkün olmasa bile en azından ” kimler geldi, kimler geçti ?, Renk yelpazemiz nasıl bu kadar genişledi ?, Nerden geldik nereye gidiyoruz?, Bütün bu soruların cevaplarına yaklaşmak istiyorum..

Soyu ne soydur ki güneş de kaftanını üstlerine atmış;

Ne asıldır aslı ki yıldızlar da ışıklarını onlara yaymış.

Mevlana Celaleddin- i Rumi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: