AKREP KRAL’IN DOĞUŞU
MEZOPOTAMYA’DAN NİL NEHRİ’NE
Mısır milattan beş bin yıl öncesinde dünyadaki refah düzeyi yüksek ve en zengin ülkelerden birisiydi. Mısır’daki uygarlığın kökenleri ve gelişiminin izleri, ülkenin uzak tarih öncesi geçmişine, yani piramitlerden en az iki bin yıl öncesine dek sürebilir.
Mısırlıların, gerçekte Mezopotamyalı olduğunu savunan bazı arkeologlar; kısır çöllerde yaşamış Buzul Çağlar’a denk gelen bazı fillerin ve ceylanların fosil kalıntılarına rastladılar. Bu fosillerin Mezopotamya’da bulunanlarla aynı izleri taşıması, tezlerini kanıtlar gibi duruyor. Araştırmalar, Mezopotamyalıların kuruyan toprak ve susuzluk çeken hayvan sürülerinin ihtiyacını karşılamak için Nil’e göçmüş olabilecekleri izlenimini vermektedir. Bu da kıtlık ve açlık çeken insanların başka seçeneği olmadığını gösteriyor. Öte yandan Mezopotamya’da şehir inşa etmeyi bilen insanların, Mısır’da da aynı tür mimariden yapmış olmaları delilleri kesinleştiriyor.
Nil Nehri’nin geçmişine bakılacak olursa verimli kıyıları onlar için umut ışığı olduğu düşünülebilir. Nehir onlara denge görevi yapmış ve tükenmez besin kaynakları sunmuştu. Nil’in onlara sağladığı en büyük faydaysa balıkçılıktı. Nil yalnızca eski Mısır kültürünün nedeni ve ilham kaynağı değil, aynı zamanda Mısır tarihi boyunca işleyen birleştirici düşüncesiydi.
Yüzyıllar süren bir dönem boyunca, verimli Nil Vadisi’nde yaşayan bu topluluklar, Mısır kültürünün köşe taşlarını geliştirdi. Erken hanedanlık döneminden önce kuruluşunu da sayarsak, tarihin en kalıcı medeniyeti oldular.
Her yıl Ağustos ayı başı itibariyle Mısır’ın güneyinde sel suyunun şiddetli sesinden ve nehir düzeyindeki dikkat çekici yükselme nedeniyle yaklaşan taşkını fark ettiler. Bu su baskınları için teknik geliştirmek zorunda kaldılar. Tıpkı Antik Çin hükümdarı Da Yu’nun (Büyük Yu) Çin’de Sarı Irmak’ı dizginlediği gibi Nil’i dizginlemeyi başaran birileri vardı. Nil taşkınını önlemek için kıyılarında özenle yabani otlar yetiştirdiler. Böylece tarım teknikleri de gelişmiş oldu. Bununla birlikte popülasyon yoğunlaştı ve nüfus artışı da başlamış oldu.
MISIR’IN KURULUŞU
Nil’e göçle birlikte, nehir boyunca etrafında küçük şehirler kuruldu. İlk küçük krallık Memfis (Aşağı Mısır) çevresinde oluştu. Daha sonra başkent Teb’e (Luksor) taşındı. (Yukarı Mısır) Bu iki devlet gittikçe gelişti. Hem tarımı, hem insanları hem de Nil’in taşkın yatağını idare etmeyi bilen biri gerekiyordu ya da zaten bütün bunları başından beri o yönetiyordu. Sonra da Aşağı ve Yukarı Mısır’ı kontrol etmeye başladı.
O iki tarafı da idare eden bir kraldı. Kimse artık 🙂
Bu iki şehir kurulduktan sonra oluşan refah artışıyla birlikte rekabet kaçınılmaz hale geldi ve aralarındaki gerginlik savaşlara neden oldu. Yukarı ve Aşağı Mısır arasında bir anlaşma düzenlendi. Her bölgenin bir kralı olmalıydı. Ve böylece yeni krallar ortaya çıkmaya başladı. Yukarı Mısır’ın ilk kralı Akrep kraldı ve egemenliği daha büyüktü. Ama Akrep kral daha da ilerleyerek Aşağı Mısır’ın gücünü de eline alacaktı.
Bazı Mısır bilimcileri kendi aralarında Sümer ve Mısır’ın kuruluşunun birbirinden çok farklı olmadığını iddia etti. -Ama Mısır, Sümerlilerden bir kaç bin yıl daha eskidir.- Yine de bütün bunlara cevap aramak için şu soruları sormalıyız.
”Erken Mısır döneminin hükümdarlarından biri olan Akrep Kral, Mezopotamya’da şehir inşa edenlerden biri olabilir miydi?
Sümerlerden daha evvel ya da Sümerlerle birlikte yaşamış olabilir miydi?”
AKREP KRAL MI, NARMER Mİ?
Arkeologların son zamanlarda yaptığı buluşlara göre, Mısır’ı ilk kuran kişinin büyük olasılıkla Akrep Kral olduğunu savunuluyor.

Bu tabletteki kişi hem Akrep kral hem de Narmer olabilir. Arkeologlar farklı dönemlerde olduğunu kanıtlayamıyorlar. Ama topuzda görülen kişinin ilk kral olarak ilan edildiği kesindir.
Akrep Kral, Narmerle birlikte krallıklarını sürdürmüş olabilir ya da kendisinden kısa bir zaman sonra gelecek olan Narmer’in saltanatı için zemin hazırlamış da olabilir. Bazı Mısır bilimcilere göre üçünden biri de olabilir: Narmer, Akrep Kral ya da Menus.
Yine de Akrep Kral’ın saltanatı hakkında hiçbir şey bilmemekteyiz. Bir kaç arkeolojik parça dışında…
AKREP KRAL’IN TABLOLARI MISIR TARİHİNİ YENİDEN YAZDIRDI.
İki asır boyunca bilim insanları araştırmalar ve kazılarla ortaya muhteşem buluşlar ve inanılmaz sırlar çıkarttı. Şimdiyse yeni sanat teknikleri ve en son teknolojiyi kullanarak bu buluşların ötesine geçtiler. Mısır’ın nasıl birleştiği konusunda uzun süredir unutulmuş antik kayaları keşfederek, ilk firavun Akrep Kral’a hayat verdiler.
Güney Mısır Gebel Tjauti’da bulunan kırk beş adet yazıt, erken Mısırlıları etkileme ve hatta monoton olan çöl manzarasını, insan toplumunun etkileşimli bir bileşene dönüştürülmesini sağlamak için Akrep Kral’ın saltanatını tarihlendirir. Bir tanesinin üzerinde; Yukarı Mısır’ın birleşmesi ”Protodinyester döneme” ait bir tablo var. (Naqada IID/IIIA tablosu) Mısır’ın erken dönemine ait en ilgi çekici bulgu bu doğal kayadır.
Kaya parçasının çok tuhaf görüntüleri var: ince çizgilerde hayvan ve insan görüntüleri. Bu görüntüyü birbirine bağlayan ”Şahin başlı Horus” en dikkat çekici olanıdır.
Erken Mısır kültüründe tanrıların yerinin neresi olduğu sorusunun sarsıcı bir yanıtı şu olabilir:
Mısır’da tanrılarla bağlantılı olan kişiler kraldı. Krallarsa tanrıydı. Monarşi dinin tamamlayıcı bir parçası değil, ikisi de eş anlamlıydı.
Horus’un hemen yakınında bulunan ”akrep simgesi” gizemli kralın kim olduğu ipucunu vermiş oluyor. İlk işaret Akrep Kral’a aittir.
AKREP TOPUZ BAŞI KEŞFİ
Arkeologlar Mısır hakkında bir dizi keşiflerin sürekli değiştiğini kanıtlıyorlar. Yine Gebel Tjaut’a 60 mil uzaklıkta Nekhen ya da Hierakonpolis Antik kentinde, James Quibell bir dizi taş parçası ortaya çıkardı. (1898 yılında ) Bunlardan biri ahşap üzerine monte edilmiş bir taş topuzdu.
Topuz başları tarih öncesi zamandan beri yetkenin simgeleriydi: çok açık nedenlerle: topuz kullanmak saygı ve itaat talep ederdi. Topuz başlarının kralın iktidarının simgeleri olarak benimsenmesi eski Mısır’daki kraliyet yetkesinin doğasını açıkça göstermektedir.
Antik Mısır’da ilk sülalelere ilişkin yazılı ve sanatsal kayıtlarda yalnızca destekleyici roller oynayan diğer tanrılarla birlikte kral ve başarıları baskındır. Bu yüzden bu topuz da firavunun Horusla bağlantısı gözler önüne serilmektedir.
Özenle süslenmiş bu topuz başı, ilk krallardan birini (Akrep adıyla bildiğimiz kralı) bir sulama töreni gerçekleştirirken gösterir. Kral ark açmak için (içinden su akıtılmak için toprağı kazarak açılan su yolu) çapa kullanırken, kralın karşısında eğilen bir hizmetkar elinde keseyi almak için bir sepet tutmaktadır. Nesnelerin kendileri –süslemelerini bir kenara koyarsak- Mısır monarşisinin karakteri hakkında bize bir şeyler söylemektedir.
Yelpaze taşıyıcıları, sancaktarlar ve dans eden kadınlar olayın ruhuna katkıda bulunur. Tarihin şafağından kalma bu canlı tabloda ilk kraliyet törenlerinin havasını buluruz: Kralın refahın ve istikrarın güvencesi olma rolünü vurgulayan, ritüel ağırlıklı etkinlikler.
Ritüel bakış açısıyla resmedilen kendi başına kararlılık, buluş ve hepsinden önemlisi bir tutku haline getirilen hiyerogliflerin, ilk defa nasıl, ne zaman ve nerede geliştiklerini tam olarak bilmemiz olanaksız olsa da, veriler giderek artan biçimde bilinçli buluşa işaret etmektedir.
Arkeologlar yazı düşüncesini bulmanın övgüsünü Mısır’ın mı yoksa Mezopotamya’nın mı alması gerektiğini tartışmaktalar, ama Mezopotamya özellikle de güneydeki Uruk kenti (bugün Varka) bu övgüyü daha çok hak ediyor gibi görünmektedir.
Yaratıcı bir dahinin, Mezopotamya’dan ithal edilen nesneler üstünde bulunan garip göstergeler üzerine kafa yorduğunu -onlar ve bariz enformasyon kodlayıcı olarak kullanılmaları üzerine düşündüğünü ve Mısır dili için eş bir sistem düzenlediğini- hayal edebiliriz. Eğer eski Mısır için yazı sistemi vahiy değilse, Mezopotamya’dan geldiği sanılan Akrep Kral bu dönüşümü de getirmiş olabilir.
Yazan: Esra DOĞRUL
Kaynakça: TOBY WILKINSON-Eski Mısır
Kategoriler
GÜZEL BİR ÇALIŞMA,BAŞARILARIN DAİM OLSUN,SEVGİLER
BeğenBeğen
Çok esekkur ederim iyi dilekleriniz icin. 😇🤗🙏
BeğenBeğen
cok tesekkur ederimmmm degerli yorumlariniz icinnnn hep birlikte yukselirz insalllahhh
BeğenBeğen