Başlangıçta hiçbir şey yoktu.
Yalnızca sonsuz karanlığın sessizliği…
Ama yaradanın rahmeti, boşluğun çehresine kadar dalgalanarak fısıldadı.
IŞIK OLSUN… Işık oldu… Ve İYİLİK DOĞDU.
Birinci gün ve sonra şekilsiz ışık özünü benimsemeye başladı ve şekillendi.
Sizlerle çoğunu ziyaret ettiğim en çok ilgimi çeken mağara türleri rüzgar mağaraları ve karstik mağaralar ile şekilleri sarkık, dikik , sutun ve traventel olanları ile ilgili görsellerden bahsedeceğim. Mağaralarda bulunan sarkıt,sütun ve dikit taşların bir santimetresinin oluşabilmesi için en az 17 sene geçmesi gerekmektedir. Bu yüzden bu sütunlara dokunmanızı tavsiye etmem. Aksi taktirde yeraltındakilere karşı doğa dostu olamayız. Bu mağaraların çoğu tesadüf eseri bulunmuşlardır. Kazı çalışmaları devam ettiği için bazılarının kilometreleri bilinmiyor ve halen keşfedilmemiş olanlar da var. Onlardan ülkemizde bolca vardır. Yurtdışında da görüp , hatırladığım bazı mağaraları da ekleyeceğim. Ancak her mağarada şeklin bozulmasından ötürü fotoğraf çekilmediğini belirtmek isterim. İşte o mağaralar bunlardır ;