KURŞUN ASKER
20. Yüzyılın başlarında kurşunlu boya üreticileri, yeni filizlenen reklam endüstrisini müşterilere kurşunun çocuklara zararı olmadığı konusunda ikna etmeye kullandı.
Bir zamanlar bir ‘’kurşun asker’’ Hollandalı bir çocuğa şöyle demiş:
Bizim harika dostlarımız var. Hepsinin içinde kurşun var. İnsanların buluşup büyük kurşun ailesinin diğer mutlu üyeleriyle de tanışabileceği bir parti versen ya?
Partinin ilk konuğu neşeli ampulmüş. Çok parlağımdır demiş. Geceleri hep parlarım. Parlaklığımın sebebi camım. İçerdiği kurşunla daha da parıldarım.
Sonra bir çift kauçuk ayakkabı Hollandalı çocuğun koluna girip şöyle demiş:
Seni kuru ve sıcak tutar korur kollarız. Kalıba koyup yapan bizi, şöyle demişti bize:
Güçlü sağlam canlısınız. Çünkü kurşun var içinizde…
Kurşun hikayesi bununla da sınırlı kalmıyor…

Bakın, kurşunun başkahramanı kimmiş?
Kurşun üretimi esas hızını 1920’lerin başlarında kazandı. General Motors’dan kimyager Thomas Midgley Jr. ve mucit Charles F. Kettering kurşun tetra-etil adlı maddenin vuruntu önleyici olarak benzine eklenebileceğini buldular. ‘’Ethyl Corporation” adlı yeni bir şirket kurdular.
Amarikan Savaş Bakanlığı kurşun tetra-etil’i bir zamanlar zehirli gaz olarak düşünmüştü. Buradaki kurşunun aksine kurşun tetra-etil yağda çözünebiliyordu. Derinize bir çay bardağı kadar bile temas etmesiyle ölebilirdiniz!,
Üreticiler bundan yılda 60 milyon ton satabileceklerini hesapladılar. Tek sorun Daytona ve NewJersey’deki fabrikalarda bu maddeyle çalışan bazı işçilerin akıllarını yitirmesiydi. Halüsinasyonlar görüyor, camlardan atlıyorlardı. Çığlıklar atarak öldüler. Bu ölümler de şirketleri durdurmaya yetmedi.
Kurşun tetra-etilin satışı için dans eden ampullerden çok daha fazlası gerekecekti. Halkın korkularını yatıştıracak ve kurşunun itibarını düzeltecek bir bilim adamı lazımdı. Bu iş için doğru adamı buldular. Halk sağlığını ve çevreyi tehdit eden bir şeyi örtmek için bilimin otoritesini kullanıldığı ilk durumlardan biriydi bu!
General Motors, Cincinnati’li genç Dr. Robert A. Kehoe ’yu tutmuştu. Kurşunun tehlikelerine dair kamuoyunu şüphelerine bilimsel bir yön verdi. ‘’Kurşun doğada var olan bir maddedir’’ dedi. Evet. Kurşunla çalışanlar için bazı mesleki riskler olabilirdi ama sektör içinde yapılabilecek düzenlemelerle bunun önüne geçilebilirdi. Kurşunun tüketici için tehdit oluşturduğuna dair delil de yoktu. On yıllar boyunca ona karşı çıkan olmadı.
Clair Cameron Patterson dünyanın yaşını aramaya koyulana kadar!
Clair Patterson’ın ‘’dünyanın yaşını tespit etme araştırması’’ onun kurşun kalıntılarını ölçmede dünyaca ünlü bir uzman yapmıştı!
O dönemdeki herkes gibi o da etrafındaki kurşun varlığının doğal olduğuna inanıyordu. Gerçek bir bilim adamı olduğundan kurşunun çevremizdeki dolaşımı hakkında her şeyi keşfetmek için yola çıktı. Amerikan Petrol Enstitüsü’nün sağladığı bütçeyle Atlantik ve Pasifik okyanusunda derin ve sığ sulardaki kurşun birikintilerini dikkatlice ölçtü. Bir kez daha Patterson elde ettiği ilk verilerin hiçbir anlam ifade etmediğini gördü. Derin okyanus sularında çok az kurşun birikimi vardı. Ama sığ sularda ve yüzeyde kurşun birikimi yüzlerce kat fazlaydı.
Her okyanusta sığ sularla derin suların karışması birkaç yüzyılı bulur. Patterson bundan hareketle yüzey sularındaki kurşunun yeni ortaya çıktığı sonucuna vardı. Aksi halde daha eşit dağılmış olurlardı. Sığ sulardaki kurşun miktarını ve bunun derin sularla karışması için geçmesi gereken zamanı bildiğinden yüzeydeki kurşun birikme hızını da kestirebilirdi.
Pattison kendine şunu sordu:
Dünya okyanuslarında bu hızda kurşun birikmesinin sebebi ne olabilirdi?
Büyük Okyanus’tan bir örnek aldı. Chicago Üniversitesi’nde birlikte çalıştığı Harrison Brown ile birlikte bu kadar kurşunun nereden geldiğini düşünmeye başladılar. Pattison denizdeki kurşunun nereden geldiğini anlamıştı. ‘’Kurşunlu benzinden!’’ Yalnız çok önemli bir sorun vardı ki, ‘’parada oradan geliyordu!’’
Ama Patterson pes etmedi. Hemen kolları sıvayıp işleri kurşunlu benzin aleyhine döndürecek bilimsel makalesini yayınladı. Makalesini saygın bilim dergisi ‘’Nature’a’’ yollarken kendi ismini ikinci sıraya yazdı. Öğrencileri itibar görsün diye sık sık böyle yapardı. İlgi odağı olmaktan ve bunun getireceği nimetlerden uzak durmaya daima özen gösterirdi.
Yayımlanmasının üzerinden henüz 3 gün geçmişken tepkiler gelmeye başladı. Petrol ve kimya endüstrisinden bir grup insan evinin içinde onu bekliyordu. Önce dostane bir şekilde yaklaştılar. Patterson’a başka araştırmalar da sağlayabilecekleri desteğin sınırsız olduğunu söylediler.
Patterson da onlara düşüncelerini ve yapacaklarını direk net ifadelerle anlattı:
Kurşun nörotoksin bir madde. Kurşun tetra-etili benzini eklemeden önce fabrikadan çıkardığınızda ona kimyasal silah muamelesi yapıyorsunuz. Egsoz borusundan çıktıktan sonra o kadar kurşun nereye gidiyor zannediyorsunuz? Bize ve çocuklarımıza verebileceği zararı bir düşünün. Soluduğumuz havaya milyonlarca ton zehir salmaya devam mı edeceksiniz? Sizin işinizi benim araştırmam bitirmese bile gelecekteki bilim adamları bitirecek!
Patterson’ın petrol endüstrisinden gelen bütçesi bir gecede ortadan kayboldu. Hatta onu kovdurmaya çalıştılar. Ama Amerikan Hükümeti, Ordu, Donanma, Atom Enerjisi Komisyonu, Kamu Sağlığı Dairesi ve Ulusal Bilim Vakfı ona arka çıkıp kurşun kirlenmesi hakkındaki araştırmasını destekledi. Araştırmaları onu kuzey uçtaki Grönland’dan, Güney uçtaki Antarktika’ya ve aralarında kalan nehirlere, dağlara ve vadilere götürdü. En zorlu koşullarda bile Patterson ve ekibi temiz odanın arındırılmış ortamını yeniden yaratmaya uğraştılar. Plastik kıyafetlerini her gün değiştiriyorlardı. 0’ın altındaki sıcaklıklarda günde 10-12 saat çalışarak Antarktika buzulunda 60 metre uzunluğunda bir tünel kazmayı başardılar. 300 yıl önce Sanayi devriminden de önce yağmış karı yeniden çıkarmak bir nevi zamanda yolculuktu. Son derece zorlu geçen 4 haftalık titiz bir örnek toplama operasyonundan sonra Patterson laboratuvarına dönmeye hazırdı.
Okyanuslarda olduğu gibi kardaki kurşun miktarının da birkaç yüzyıl önce daha düşük olduğunu gördü. Dünyanın neresinde ararsa arasın zamanda ne kadar geriye giderse gitsin sonuçlar hep aynı şeyi söylüyordu. Geçmişte hava ve sudaki doğal kurşun miktarları çok daha düşüktü. Kurşunun beyin hasarına, gelişim bozukluğuna, şiddet eğilimine hatta ölüme bile sebep olabildiği binlerce yıldır biliniyordu.
Patterson dünyanın yaşını bulmaya çalışırken görülmemiş boyutta bir toplu zehirlenmenin delillerine rastlamıştı. Ama kurşun endüstrisinin parayla tuttuğu Dr. Robert A. Kehoe ve diğer bilim adamları kamuoyuna her şeyin yolunda olduğunu ikna etmişlerdi. Herkes Patterson’ın kaçık olduğunu düşünüyordu. Ta ki bir adam ona kulak verene dek!
Patterson kurşun hakkında yaptığı keşifleri kitlelere duyurdu. Bulgularını isim yapmış bir ekoloji dergisinde yayınladı. Kopyalarını da daha iyi nüfuslu bir senatör dahil olmak üzere hükümet liderlerine gönderdi. Main’li Edmund Muskie senatonun hava ve su kirliliğiyle ilgilenen alt komitesinin başkanıydı. 1966 yılında kurşun sorunu hakkında oturumlar düzenledi. Bu duruşmalardaki ilk tanık, Ethyl Corporation tarafından çalıştırılan kurşuni benzin uzmanı Dr. Robert Kehoe’ydu. Bu duruşmaların Patterson Antarktika’da araştırma yaparken gerçekleşmesi gerekiyordu, ancak şaşırtıcı bir şekilde duruşmanın beşinci gününde çıkageldi. Bu oturumlar çok uzun sürdü.
1970’de, hem endüstriyel hem de otomotiv kaynaklı emisyonlar için federal ve eyalet sınırlamaları yetkisi verilen ‘’Temiz Hava Yasası’’ (Clean Air Act-CCA) yürürlüğe girdi.
Patterson sonunda kazanana kadar yirmi yıl kurşun endüstrisi ile savaşmaya devam etti. Sonunda Amerikan tüketici ürünlerinde kurşun kullanımının yasaklanmasına kadar!
Birkaç yıl içinde çocukların kanındaki kurşun seviyesi % 75 oranında düştü. Bugün bu konuda bilim insanlarıyla doktorlar arasında bir uzlaşma hakim. Ama ne kadar düşük olursa olsun insan vücudunda zehirli olmayan kurşun seviyesi diye bir tanım olamaz!
Dünyanın yaşını bulan bu adam aynı zamanda 20. Yüzyılın en büyük halk sağlığı zaferlerinden birinin de sahibiydi.
Afrika’da satılan tüm benzinin yüzde 93’ü, Ortadoğu’da yüzde 94’ü, Asya’da yüzde 30’u ve Latin Amerika’da yüzde 35’i kurşun içermekteydi. Dünya Bankası’na göre gelişen ülkelerdeki kentlerde yaşayan 1 milyar 700 milyon kişi, yüzde 90’ı kurşunlu benzinden kaynaklanan havadaki kurşun nedeniyle sinirsel hastalıklar, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı riskiyle karşı karşıya kaldılar. 2000’li yılların başında kurşunlu benzin birçok Avrupa ülkesinde yasaklandı.
Türkiye yasağı 2004 Şubat ayından itibaren uygulamaya koydu. Süper benzin diye bilinen aslında kurşunsuz benzine göre 31 kat fazla kurşun içeren benzinin satışı da yasaklandı. Oktanı yüksek benzinle sorun halloldu. Kurşunsuz benzin satışından milyarlar kazanan firmalar bugün alanlarında dünya devi.
Bugün bilim insanları başka çevresel tehlikeler için alarm veriyor! Çıkar sahipleri akılları bulandırmak için hala kendi bilim adamlarını tutuyorlar. Ama neticede doğa aldanmaz!
Sevgilerimle,
Esra DOĞRUL
Kaynakça:
http://www.corrosion-doctors.org/Elements-Toxic/Lead-history.htm
http://teachersinstitute.yale.edu/curriculum/units/1993/5/93.05.06.x.html
http://arkeolojihaber.net/2014/08/24/gobekli-tepe-dunyanin-en-eski-heykel-atolyesi/
http://www.yeryuzudernegi.org/kitapdetay.php?id=16
https://www.birgun.net/haber-detay/kursunlu-benzin-kimin-icadi-64177.html
https://www.secretenergy.com/blog/in_the_gno/the-connection-between-planets-and-metals/
http://www.newworldencyclopedia.org/entry/Saturn_(mythology)
http://www.burclar.net/astroloji/gezegenler-ve-simya/
http://joycestake.blogspot.com.tr/2014/10/lead-chlorofluorocarbons-and-global.html
https://www.nap.edu/read/6201/chapter/16#281
https://www.secretenergy.com/blog/in_the_gno/the-connection-between-planets-and-metals/
http://www.felsefe.gen.tr/giordano_bruno_kimdir.asp
http://ekstrembilgi.com/biyografi/aristoteles/
https://67022014.weebly.com/the-tides-turn.html
https://publish.illinois.edu/clair-patterson/fighting-for-a-clean-earth/
Reblogged this on erhanca and commented:
Beğeniyle okudum, başkaları da okusun diye sayfama aldım.
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim. Ruhunuza sağlik.
BeğenBeğen
Cok tessekkur ederim… bilgi paylastikca güzeldir… Sevgiler
BeğenBeğen
Gerçekten enteresan bir yazı dizisi farklı bilgiler öğrendim emeklerinize sağlık teşekkürler
BeğenLiked by 1 kişi
Cok teşekkür ederim degerli yorumlariniz icin. Emegime can kattiniz. Sevgiler
BeğenLiked by 1 kişi