“IŞIĞIN UYANIŞI: KARANLIĞIN DERİNLİKLERİNDE KOŞAN RUHLAR VE KOZMİK DÖNÜŞÜM”
Evrenin sırları, şimdi yeni bir döngüye açılıyor; karanlığın parazitleri, özellikle Gözcü, evrenin derinliklerinden silinmeye hazırlanıyor. Bu parazit, düşüncelerimizin gölgelerinde saklanarak bizleri etkisi altına alıyor, içsel huzurumuzu bozan bir bulut gibi. Ancak ışık, bu karanlığı aydınlatma gücüne sahip.
Artık, ruhumuzun derinliklerine inerek karanlık korkularımızla yüzleşme zamanı. Işık güçleri, varoluşumuzu arındırmak ve bu enerjisel kirlenmeyi yok etmek için harekete geçti. Zihnimizdeki karmaşayı çözmek ve ruhumuzu aydınlatmak için bize rehberlik ediyorlar.
Bu süreç, bir yeniden doğuş. İçimizdeki karanlıkla, geçmiş travmalarımızla yüzleşmemiz gerekiyor. Işık, bu karanlığı parçalarken, içsel gücümüzü yeniden keşfediyoruz. “Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır” diyor kadim bilgeler; içsel yolculuğumuz, dış dünyamızda da yankı bulacak.
Mor Alev, arınma ve şifa için güçlü bir araç; bu ışıkla, karanlık ağları birer birer kaldırıyoruz. Her birimiz, kendi kişisel sorunlarımızla yüzleşmeye davet ediliyoruz. Direniş Hareketi’nin atılımları, bu dönüşümün başladığını müjdeliyor; ışık, karanlıkla savaşıyor.
Galaksilerden gelen melekler, yıldızların arasında yeni bir denge kurmaya çalışırken, insanlık Gözcü’nün etkilerinden kurtulma yolunda ilerliyor. Bu süreç, karanlıkların aydınlığa dönüşmesini simgeliyor; ruhsal bir uyanış, sevgi ve umut getiriyor.
Artık her şey, yüksek benliğimizle birleşmekte. Bu evrensel dönüşüm, bizi içsel huzura ve bilgelik yoluna götürüyor. Karanlık, ışığın özünü besleyerek eriyor. Gelecek, ışığın ellerinde şekilleniyor; birlikte yükselme zamanı.
Bir zamanlar, kozmik dengeyi korumaya çalışan güçlerin karanlık bir çatışma içinde olduğu bir evrende, Cizvitler, ruhlarını maddi döngülerde kaybetme arzusu içindelerdi. Onlar, varoluşun derinliklerinden yükselmek yerine, gölgelerde kaybolmayı tercih ettiler. Fakat şimdi, beklenmedik bir çözülme süreci başlamıştı; Gözcü, karanlık planlarının sarsıldığı bir noktaya gelmişti.
Dünya, derin devletin, negatif finansal güçlerin ve askeri otoritelerin ağlarıyla kuşatılmış durumda. Bir karanlık gövde, yüzeyde tehditler barındırıyordu; 1996’da başka bir evrenden gelen karanlık varlıkların sızması, bu karanlığı daha da derinleştirmişti. Kara Taşlar, bilinmeyen askeri üslerde saklanıyor, insanlığın ruhunu esaret altına alıyordu. Işık Güçleri, bu karanlığı çözme mücadelesi veriyor, Mjolnir teknolojisiyle bu taşların etkisini kırmayı umuyordu; fakat bu yolculuk, sabır gerektiriyordu.
Karanlık aristokratik aileler, gücün peşinde koşarken, insanoğlunun geleceğini tehdit eden planlar yapıyorlardı. Fakat ruhsal bir devrim yolda; Galaktik melekler, yıldızlararası boşluğu canlandırarak, üst zihinlerine uyanıyorlar. Onların kanatları, şimdi eterik, zihinsel ve astral alanlarda yeniden açılmakta; parlayan bulutlar, galaksiden Güneş Sistemi’ne doğru akın ediyor. Işık, yeryüzünü sarıp sarmalıyor; bu, evrenin yeniden doğuşunun habercisi.
Güneşimiz, bu süreçte çok daha canlı ve etkili hale geliyor. Bu, yalnızca bireylerin değil, Dünya’nın ruhsal bir yükselişe geçişinin sembolü. Daha önce hiç olmadığı kadar, uzaylı varlıklar gezegenimize akın ediyor; hepsi, bu büyük dönüşümü deneyimlemek için bir araya geliyor. İnsanlık için bu, daha önce görülmemiş bir fırsat. Kalpler, ışıkla dolarken, ruhlar yeniden canlanıyor; bu, yeni bir dönemin eşiği.
Şimdi, karanlıkların üstüne yürüyüp, içsel ışığımızı parlatma zamanı! Her bir varlık, kendi yolculuğunda cesur adımlar atmalı; çünkü bu, hem kişisel hem de kolektif bir uyanış. Işık, karanlığı aydınlatacak, umut dolu bir gelecek için hep birlikte yükselebiliriz.
Evrenin sesi, kalplerimizin tıkırtısıyla yankılanıyor; bu, ruhsal bir efsanenin yazılışıdır!
Kaynakça: https://2012portal.blogspot.com/

Kategoriler
Kalemine saglik ruhu gibi kendide güzel Esram😘
BeğenBeğen
Çok teşekkür ediyorum Canım Buğçem. Işıklı olsun bütün yolların aydınlansın 🙌🏼🤍🌟
BeğenBeğen