ROSETTA TAŞI
DÜNYANIN GÖZLERİ MISIR’DA
Garip bir tesadüfle, eski Mısır yazısının ilk olarak deşifre edilmesini sağlayan ve birçok yazıt aracılığıyla firavun uygarlığına dair çalışmaların başlamasını sağlayan büyük buluş, tam olarak iki yüz yıl önce gerçekleşti.
1822 yılında Fransız akademisyen Jean-François Champollion, meşhur ‘’Lette a M. Dacier’’ adlı eserini yayımladı. Bu eserinde hiyeroglif yazı sisteminde yapılmış çalışmaları doğru bir şekilde tanımladı ve pek çok önemli işaretin fonetik değerini belirledi.
ROSETTA TAŞI
Mısırbilim tarihindeki bu dönüm noktası, uzun süreli bir çalışmanın sonucuydu. Champollion’un eski Mısır yazısına merakı çocukken, Rosetta Taşı hakkında ilk olarak bir şeyler öğrendiğinde başlamıştı.
Üç dilde (Yunanca, Demotik ve Hiyeroglif) yazılmış bir krallık bildirisi olan bu taş, Reşid’de (Rosetta) Napolyon birlikleri tarafından 1798 Fransız işgali sırasında, Champollion on sekiz yaşındayken bulunmuştu ve deşifre için temel anahtarlardan birini sağlamıştı.
Mısır hiyeroglifleri o zamana kadar okunamıyordu. Nedeni Büyük tufandan önce oluşturulduğu sanılan dilin, kullanılmaması ve bu nedenle Mısır’da bulunan onlarca hiyeroglif yazısının çözüm bekliyor olmasıydı.

MISIR HİYEROGLİFLERİNİ DEŞİFRE EDENLER
1.JEAN-FRANÇOIS CHAMPOLLION
Champollion’un dil konusundaki dehası, onun Yunanca da ve daha da önemlisi Mısır Ortadoks Kilisesi’nin dinsel iletişim dili olan ve doğrudan eski Mısır dilinin soyundan gelen Kıptice de uzmanlaşmasını sağladı.
Mısır dilinin eski versiyonu Kıptice ve Rosetta Taşı’nın deşifresiyle donanmış olan Champollion, metnin hiyeroglif versiyonunun çevirisini doğru biçimde yaptı ve böylece eski Mısır tarihinin sırlarını açığa vuracak olan süreç başlamış oldu.
Eski Mısır yazılarını günümüze ulaştıran insan Champollion’un ölümünden sonra, basılan eski Mısır diline ait dil bilgisi ve sözlük çalışmaları, iki bin yıldan daha uzun süren bir aradan sonra şimdiki akademisyenlerin ilk defa firavunların kendi sözcüklerini okumalarına olanak tanımıştır.
2. JOHN GARDNER WILKINSON

Champollion’un eski Mısır dilinin gizemleri üzerinde çalıştığı dönemde, John Gardner Wilkinson adlı bir İngiliz de firavun uygarlığı üzerine çalışmalarına eşit derece de önemli katkılarda bulunmaktaydı.
Napolyon’un işgalinden bir yıl önce dünyaya gelen Wilkinson, yirmi dört yaşında Mısır’a gitti ve takip eden on iki yıl boyunca orada kaldı. Hemen hemen bilinen bütün kazı sahalarını ziyaret etti, sayısız mezar sahnelerini ve yazıtını kopyaladı ve o zamana kadar üstlenilen en kapsamlı firavun anıtları çalışmasını gerçekleştirdi.
Wilkinson ve Champollion’un her ikisi de 1828-1829 yılları arasında Mısır’da seyahat edip kayıt tutuyor olsalar da ikisinin karşılaşıp karşılaşmadıkları bilinmemektedir.
Wilkinson 1883’de İngiltere’ye döndüğünde çalışmasının sonuçlarını derleyeme başladı ve bunları dört yıl sonra yayımladı:
iki ciltlik Modern Mısır ve Teb (1843) ile birlikte üç ciltlik Eski Mısırlıların Örf ve Adetleri eski Mısır uygarlığı üzerine o zamana kadar gerçekleştirilmiş en büyük incelemeydi ve halen de öyledir.
Wilkinson çağının en ünlü ve saygı duyulan Mısırbilimcisi olmuştur ve Champollion’la birlikte alanının kurucularından biri olarak görülmektedir.
3. HOWARD CARTER
Wilkinson ölmeden bir yıl önce Mısırbilimini yeni zirvelere taşıyan Howard Carter doğdu. Onun hikayesi de hepsinden çok daha şok edici olacaktı…
Yazan: Esra Doğrul
Kaynakça: Eski Mısır-Toby Wilkinson
Kategoriler
Reblogged this on tabletkitabesi.
BeğenBeğen