23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

Hey Gidi Hey…

Balkan harbi 1912 yılının Sonbaharında patlak verdi. Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan, ve Yunanistan Osmanlı İmparatorluğuna savaş açtı. Osmanlı ordusu birkaç hafta içinde dağıldı. Sonucunda Osmanlı, tamamen dışa bağımlı ve cari harcamaları dahi karşılayamayacak duruma geldi. Balkanları ve Mısır’ı kaybetti. Ortadoğu’daki toprakları için de endişeli bir Osmanlı İmparatorluğu kaldı. Üst düzey güvenlik önlemlerini alan Osmanlı İmparatorluğu, İngiliz ve Fransızlar’ın Ortadoğu konusundaki niyetlerini ve sanılanın aksine petrolün yeni dönemdeki önemini son derece iyi bilmekteydi. Öte yandan yüzyıldan fazla süredir aralıklarla savaştığı Rusya’nın da Boğazlar ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi üzerindeki hedeflerinin farkındaydı. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahtı Franz Ferdinand Merdinant derken çeşitli bahanelerle hopp bi savaş daha.. Ve 1914-1918 Birinci Dünya savaşı başlar. Her yerde savaşacak cepheler kurulur. Birinci dünya savaşı sonrası Çanakkale savaşı, Mondros Mütarekesi ile Osmanlı İmparatorluğu’nun fiilen sona ermesi, İstanbul’un işgali, İzmir’in işgali, Yunanların Batı Anadoluya ilerlemeleri, vatan haini devlet adamlarının kışkırtılması ile İtilaf devletlerinin bitmek bilmeyen işgalleriyle ve Kurtuluş savaşı başlar.

Okurken yoruldunuz değil mi ? Ama onlar Milli bağımsızlıkları uğruna yorulmadılar. Sonra ne mi olur ?

Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paşa meclis kürsüsünden şöyle seslenir :

” Geçirilen şu ölüm ve kalım günlerinde bütün milletçe her tarafta arzu ve coşku ile elde edilmeye azmedilen milli bağımsızlığımız uğrunda tüm varlığımla çalışacağıma güvenmenizi isterim. Bu kutsal amaç uğrunda milletimle birlikte sonuna kadar çalışacağıma da mukaddezatım üzerine kadar söz veririm. ”

Mustafa Kemal meclis kürsüsünden millletvekilllerine seslenirken verdiği bu söz öncesi Anadolu’da Büyük Türk millletinin İstiklal Harbi’ni ( Kurtuluş Savaşı’nı ) başlatmıştı.

16 Mayıs 1919 Cuma günü İstanbulûn Galata rıhtımından İsmail Hakkı Durusu idaresinde demir alan küçük Bandırma vapuru Samsun’a doğru yola çıkar. Ancak bu gemide 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilen Mustafa Kemal Paşa ve yanındaki silah arkadaşları bir tek amaçla bu gemide bulunuyorladı. ” Bitti ” denilen ; esir edildiği zanedilen Türk millletinin içindeki bağımsızlık konumu yeniden alevlendirmek ve bütün bir milleti tam bağımsızlığa kavuşturmak için yola çıktılar. Mustafa Kemal, vatanı kurtarmak kararı içerisindeydi. Mıntıka Palas Hotel’inde kaldı. İlk emirlerini buradan verdi. Sonra bu yol Havza’dan, Amasra’dan, Erzurum’dan, Sivas’tan, Ankara’dan geçecek ülkenin kurtulması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar uzanacaktı.

Mayıs 2016 tarihinde Samsun’a yaptığım seyahatte  çektiğim bir fotoğraf / Bandırma Vapuru

Havza Genelgesi :

25 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Havza’dadır. Kumandanlıklara ve valiliklere telgraflar çekmektedir. ” Milli ve Siyasi bağımsızlığımızın kurtarılması ancak millletin tek vücut olarak müdafaası ile mümkün olacaktır. ”

Amasya Genelgesi :

Ani bir kararla Havza’dan hareket eden Mustafa Kemal, o gün Amasya’ya gelmiştir. Coşku ile karşılanmıştır. Amasya Genelgesi, milli mücadelenin temel gerekçe, amaç ve yöntemini ilk olarak belirtmiş oldu.

Erzurum Kongresi :

Kongre Erzurum Müdafaa-i Hukuki ile Trabzon Müdafa-i Hukuki Cemiyetlerinin ortak girişimleriyle 23 Temmuz Çarşamba – 7 Ağustos Perşembe 1919 Nutuk’ta belirtildiği gibi çalışmalarını 14 günde tamamlamıştır. 9 kişilik eğitimin başına Mustafa Kemal getirilmiştir. Böylece milli mücadelenin ilk siyasi kuruluşu da oluşturulmuştur.

Sivas Kongresi :

Sivas Kongresi’nde alınan kararlar daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişlenerek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmış ve yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşuna temel olmuştur. Bu nedenle Sivas Kongre’nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi büyüktür. 4 Eylül 1919’da miili egemenlik ilkesine dayanan yeni Türk devletinin kuruluşuna temel olan Sivas Kongresi toplandı. Kongre’de vatanın bölünmez bir bütün olduğu konusunda millet temsilcileri ortak bir karar aldılar.

23 Nisan 1920 Cuma günü vatanın ve milletin selameti için Mustafa Kemal ve TBMM üyeleri Hacı Bayram Camii’nde kılınan namazdan sonra meclis binasına geldiler. Sinop’lu Şerif Bey Başkanlığında  90 Mebus, 125 devlet memuru, 53 asker, 53 din adamı, tüccar, çiftçi ve hukukçulardan oluşan TBMM üyeleri dünyanın en mütavazi ve en heyecan dolu parlementosunu açtılar. 23 Nisan 1920′ de toplanan TBMM iç ve dış sömürücülere ve dış birlikçilere karşı amansız savaşmıs; ” Egemenlik Kayıtsız Koşulsuz Ulusundur ” ilkesi benimsenmiştir. Böylece yeni devlet demokrasiye dayandırılmıştır. TBMM Türk’lüğün özüne ve benliğine dönmüş, ulusu baştacı yapmış, ve milletimiizi tutsaklıktan kurtarmıştır. Yurdumuzdan sömürgecileri kovmuştur. TBMM’ nin açılışı ile birlikte aynı zamanda 23 Nisan gününü “çocuk bayramı” olarak tüm dünya çocuklarına armağan etmiştir. 

Hey gidi hey..! Sen yorulmadan canını dişine takıp bir yandan sömürgeci devletlerle uğraş, vatanı ve milleti koru bir yandan vatan hainleri ile uğraş yine de ağzından ne kötü bir söz ne de ben yaptım sözü çıksın. Bir tek ego kendini beğenmişlik görülmesin. Bir de kalk sen çocukları da ayrıca düşün ve dünyada ilk kez yapılan bir bayram ilan et. Bu Ulu Adam bu kadar şeyin üstesinden nasıl gelmiştir ? Ben bu kadar savaşı okurken düşünürken yoruluyorum içim daralıyor, yüreğim acıyor. Bu kadar zor şartlar altından nasıl onca şeyin üstesinden geldiler diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Ama biliyorum ki Allah’ım Müslüman Türk’lere bu kutsal topraklara acımış, yüzümüze bakmış bizi korumuştur. Bize ”Ulu Önder Atatürk” ‘ ü göndermiştir. İstemese bir kuş kanadını bile çırptırmayacağını bildiğim Allah’ım istedi: ”Ol ”dedi ve oldu. Bizi yersiz yurtsuz bırakmadı. Bu mübarek kandil günü bu satırları dualarla yazdım.

Hakkını helal et Mustafa Kemal Atatürk ! Nurlar içinde uyu..

Tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlar , tüm Müslüman kardeşlerimizin Miraç Kandilinizi de tebrik ediyorum.

Küçük Hanımlar Küçük Beyler

Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız.

Mehmleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz.

Kendisinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek,

Ona göre çalışınız.

Sizlerden çok şey bekliyoruz!

M. Kemal ATATÜRK

Sevgilerle,

Esra DOĞRUL