İçeriğe geç

Yazaresradogrul

Dünyanın En Küçük Fabrikası Hakkında 18 Eylül 1984 İstanbul doğumlu olan Esra Doğrul aslen Kırım’lıdır. Evinin her odasında kitap ve ansiklopediler vardı. 1990 yillari öncesi karısık bir dönem de yaşam mücadelesi veren ailesi üniversiteye gitme fırsatı bulamasalarda çocuklarını dünyayı bir ögrenim yeri olarak görmekten mutluluk duyarak büyütmüşlerdi. Ailesinin genel kültürünü ve insanlığını örnek alıp büyüyen Esra Doğrul ve erkek kardeşi, çocukluklarından bu yana ” dünyanın kültürel tarihini ” okuma ve araştirma sevdası ile konudan konuya atlayarak bilgi dünyasında dolaşmaktan keyif almışlardır. Bilginin kendisini güçlendirdiği inanişi ile sizlere dünyaya genel bir bakış ile bakmanızı, hakkinda belki çok az şey bildiginiz ama uğrasmaya deger bulabileceginiz konulari inceleyip, kolayca erişmenizi saglayacak birçok değişik konunun bulunduğunu hatırlatiyor. Bu satırları okurken, bir bina icinde dört duvar arasina kusatilmis oldugunuz yerden cikmanizi sağlayacak, binanin disinda insanlarin, hayvanlarin ve nesnelerin bulunduğu yer aldıgınız dünyayi şöyle bir düşünmenizi saglayacak ve dulünyanın nasıl bir yer olduğuna dair düsler kurmanıza yardımcı olacaktir. Dünya gezisinde ileride geliştirmek istediği antropoloji ( insan bilimi ) , etnografik araştırmalar ( ortak kültürleri ve ortak davranışları ya da karakteristikleri olan insanlar) tarih , sümeroloji ( kaynağı Türk ırkı ) , kronoloji ( ne , ne zaman olmuş önemli ), geçmişten günümüze buluşlar ve bulunacaklar manifestosu, gezi rehberi , kozmik yaşam , beslenme ve diyetetik, giyinme ihtiyacı , en son moda ne ?, bilişsel psikoloji( algılama , düşünme , iletişim ) , astroloji , ilahi nizam , insanların anavatanı dünya ve evren yolculuğuna kendisini götürecektir. Beraberinde artık bu yolculuğa sizin fikirlerinize ve ihtiyaçlarınıza da yervermek istemektedir. ” Her şey her şeyin içindedir ” sloganına inanmaktadır. Bu gibi araştırmaların kökünde ” İnsan ” vardır.Kim bu insan ? İnsan acaba kendini tam olarak tanıyor , kim olduğunu nereden geldiğini , nereye gideceğini , bu gezegende ne aradığını , niçin buraya gönderildiğini, bütün bunlara kendince cevaplar bulunuyor olduğunu , çevresini de gayet iyi gözlemlediğini ; buna istinaden son zamanlarda insanların hiçte ilgilenmediği bu bilim dallarının ışık tutması ile günümüz kültüründeki insanlarının ihtiyaclarını temel alarak sunumlar paylaşmıştır. Bu paylaşımlar hem geçmiş insanlarının hem de günümüz insanlarının yaptıkları sevdikleri herşey ile ilgilidir. Yazar , doğa ile insanlığa duyduğu sonsuz saygı ve sevgi , eğlenmeyi ve gülmeyi seven , gezgin , meraklı oluşu , açık fikirliliği, araştırmacı ve öğrenmeye hevesli kişiliği,herşeyi sorgulayan , başarı stratejisine sahip , güçlü hafızası , ezberleme yeteneği , üşenmeyen , ertelemeyen , bitmek bilmeyen enerjisi , yenilikçi, modaya olan aşkı ,eğlenceli ve adrenalini yüksek spor dallarına ilgili oluşu ile yazılarına son derece eğlenceli bir görüntü katmıştır. Gündelik ortamlarda da insanların bir ürün ya da hizmetle yaşarlarken , onları alırlarken ya da kullanırlarken izleme kaydetme , gündelik hayatlarını nasıl sürdürdüklerini gözlemleme , kim olduklarını ve neye değer verdiklerini duyma ve görme ,karşılanmayan ihtiyaçları ortaya çıkarmak , tüketici deneyiminin gerçek faydalarını bulmak, alışveriş yapılırken nasıl seçim yapıp satın almalı ? , şartları daraltarak çok kolay bulunabilecek kadınlara özel manifestolar, markaların tüketicinin hayatlarına nasıl uydukları , tüketicilerin ürün ya da hizmetleri alırlarken sosyal önemleri , gizli ipuçları, keyifli paylaşım ve keşiflerinin tamamını sizlere sunmaktadır. Yazar tüm yazılarını araştırmaları , tecrübeleri , deneyimleri tek başına kendi yazmaktadır. Belki de okunacak tek kitap İNSANDIR ! Niye olmasın ? Pusulanızı yeniden keşfetmenize yardımcı olacağına inanıyoruz. Bu pusula, neşe içinde yaşamanız, sevmeniz, öğrenmeniz ve arkanızda büyük ve kalıcı bir miras ”insan” bırakmanız dileğiyle.. Sevgi ile kalın,

SİDDHĀRTHA GAUTAMA 

Bir ağacın altına bağdaş kurup oturdu. Yavaş yavaş Siddhārtha etrafla ilgisini kesmeyi başardı. Hayatında yaşamış olduğu tüm anları düşündü… Saatler geçti, günler geçti…

Zihni tamamen temizlendi, kendini kaybedene dek… 

Ve bir gün birden nefesi kesildi, bağırarak uyandı… Tekrar nefes almaya başladı. 49 gün sonra niyahet iç huzura kavuşmayı başardı…

PRENS OLEG

MS. 882’de Rus tarihini değiştiren Viking kabilesinin lideri ve Kiev’in kurucusu Oleg adamlarıyla Doğu Avrupa’da Dinyeper nehrine (Özi) açılır. İki Viking savaşçısının izine düşer. Ascot ve Dyri, kraldan izin almadan önemli bir ticari sömürgesi olan Kiev isimli yeri alıp, yönetimi ele geçirirler.

 KAÇKARLAR

Bukla Tur’un tüm programlarının çıktılarını aldım. Caddebostan sahilde en iyisini bulabilmek için hepsini yan yana getirip listeledim. Yedi seçenekten birini seçtim. Yani en zorunu. ”Trans Kaçkar” Karadeniz turlarının içerisinde en zorudur. Çok zorlu bir gezi olacaktı benim için. Çünkü tırmanış gerektiren dik patikalar ile karşı karşıya kalacaktım. Kaçkarlar, Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan bir dağ sırasıdır. En yüksek noktası Kaçkar Kavrun Dağı 3932 metre yüksekliktedir.

VİKİNGLER BAŞLIYOR

Viking gemileri o kadar hafif ve güçlülerdir ki, denizden-nehire, nehirden-denize geçiş esnasında karada bile belli sınırlarda hareket edebilirler. Böylece İsveç Vikingleri sadece Almanya ve Polonya’ya değil, aynı zamanda nehirler aracılığıyla Rusya, Hazar Denizi ve Karadeniz’e, oradan da Ukrayna, Türkiye ve Yunanistan’a kadar ulaşırlar. Vikingler sadece bu bölgeye ulaşmakla kalmamışlar herkesin bildiği tarihin aksine…

SOLOMON, HÜDDÜD ve KRALİÇE NİCAULA

Solomon Hüdhüd’ü merak ediyor ve onun bu kayboluşundan ötürü kızmaya başlıyordu. Solomon diğer kuşlara: ‘’Hüdhüd nerededir?’’ diye sordu. ‘’Bilmiyoruz’’ dedi diğer kuşlar. Tam bu sırada Hüdhüd kuşu kanat çırparak çıkageldi. Nefes nefese kalmış bir halde Solomon’a doğru: ‘’Saba ülkesinden haberler getirdim. O ülkenin halkına büyük bir tahta oturan ve herşeye sahip olan çok zengin bir kraliçenin hükümdarlık ettiğini gördüm. Adına ‘’Nicaula’’ (Nikola) diyorlardı…

CANLI MEZARLAR

Kapıdan içeri girdim.
İçeri de bir nefessizlik…
Yürüdükçe adımlarım toprak oluyor sanki…
Karışıyorum toprağa..
Bir can bekliyorlar sanki…
Elimi uzatsam onlar da ellerini uzatacaklarmış gibi hissediyorum, duyuyorum…
Yürüyorum, içeride izler aramak için…
Yürüdükçe karanlığı hissediyorum.
Karanlığın içinde bin nefes, bağıran canlar var…

ASUR KRALI SENNACHERİB

Bu zalim Kral 200.000 savaşçı askerlerle adeta çelik bir ağ örmüştü. Asurlular yeni bölgeler, köleler bulmak ve Ninova Sarayı’na altın götürmek için yakıp yıkıyorlardı. Mezopotamya’nın diğer büyük gücü Babil’le ölüm-kalım savaşına girdi ve zaferle çıkmayı başardı. Komşu ülkeler haraç vermek zorundaydı. Yoksa işgal edileceklerdi. Yehuda Kralı ödemeye ititaz etti…

ÇOCUKLUĞUMUN RAMAZANLARI

Eskiden Ramazan’ı hatırlarım… Ailem küçük olduğumuz için sahura kaldırmazdı. Çünkü 4-6 yaşındaki çocuklarına oruç tutturmaya kıyamazlardı. Bende kardeşimle birlikte sahur saatine kadar uyuyakalmayalım diye saat başı nöbet tutardık. Sanki günlerce aç kalacakmışız gibi kapasitemizden oldukça fazla yemek yerdik. Ezan sesine kadar da sıra sıra yatağımızdan kalkar, kardeşimle birbirimize su verirdik.

CYRUS ve KARUN

MÖ. 539’da sürgünde köle olarak yaşayan Kudüs’lü Yahudilerle karşılaşmış, onları evlerine dönmelerine izin vermiş ve Kudüs’teki tapınaklarını onarmaları için de para vermiştir.

İncil’de şöyle denir: ”Yıllardan beri Babil kıyılarında ağlaşıyorduk.”

BENİM ADIM 19 MAYIS

BENİM ADIM 19 MAYIS

HER YIL BU TARİHTE DOĞARIM

MİLLETİMİN BAĞIMSIZLIĞI BENİM YÜCELİŞİMDİR

GURURLA GEZERİM HER ÜLKEDE

NE MUTLU BİR ATATÜRK’ÜM VAR

BENİ VE HERKESİ HER ANLAMDA DÜŞÜNMÜŞ

BUNCA EZİYETE RAĞMEN BİZE BAYRAMLAR ARMAĞAN ETMİŞTİR

BENİM ADIM 19 MAYIS

BEN HER YIL BUGÜN DOĞARIM

VE SONSUZA KADAR YAŞARIM

HIDIRELLEZ VE ST. GEORGE KISSALARI

Keşkek ve mesirden sonra Hıdrellez’in de UNESCO’nun, “Somut Olmayan Kültür Mirası” listesine girmesi için hazırlıklara başlanıldı. Hıdrellez ve Saint George birlikte UNESCO’ya aday oldu. Mesir Macunu Festivali’nin UNESCO’nun, “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne” kabulü ile liste 2009’da Karagöz, Âşıklık Geleneği ve Türkiye, Azerbaycan, Hindistan , İran , Kırgızistan, Pakistan, Özbekistan’da da kutlanan ‘nevruz’ ortak yapılan başvuru ile listeye dahil edildi. 2010’da Geleneksel Sohbet Toplantıları, Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali ve Alevi-Bektaşi Ritüeli; Semah, 2011’de ise Tören Keşkeği Geleneği, Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne girdi. 2012 yılında ise Mesir Macunu Festivali, UNESCO 7. Hükümetler Arası Komite toplantısında değerlendirilerek listede yer aldı. UNESCO’ya giren gelenek sayısı 10’a çıktı.

JOLLY İLE KAPADOKYA TURU

Uzun yıllar yurt içi ve yurt dışı turlara ‘’Jolly Tur’’ ile gittim. Birbirinden renkli insanlarla tanıştım. Münferit olarakta oldukça iyi bir gezginimdir. Kıtalar arası seyahatlerde de bulundum. Bu yazımda sizlere tur şirketleri ile de eğer şansıylasınız muhteşem hissetmenizi sağlayacak bir tatil yapabileceğinizi aktarmaktır. Siz bir yola çıkmaya evet deyin, gerisini ‘’Jolly Tur‘’ ’ a bıkarın ve güvenin. Hiç birinde mutsuz olduğumu hatırlamıyorum.

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

Hey gidi hey..! Sen yorulmadan canını dişine takıp bir yandan sömürgeci devletlerle uğraş, vatanı ve milleti koru bir yandan vatan hainleri ile uğraş yine de ağzından ne kötü bir söz ne de ben yaptım sözü çıksın. Bir tek ego kendini beğenmişlik görülmesin. Bir de kalk sen çocukları da ayrıca düşün ve dünyada ilk kez yapılan bir bayram ilan et. Bu Ulu Adam bu kadar şeyin üstesinden nasıl gelmiştir ? Ben bu kadar savaşı okurken düşünürken yoruluyorum içim daralıyor, yüreğim acıyor. Bu kadar zor şartlar altından nasıl onca şeyin üstesinden geldiler diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Ama biliyorum ki Allah’ım Müslüman Türk’lere bu kutsal topraklara acımış, yüzümüze bakmış bizi korumuştur. Bize ”Ulu Önder Atatürk” ‘ ü göndermiştir. İstemese bir kuş kanadını bile çırptırmayacağını bildiğim Allah’ım istedi: ”Ol ”dedi ve oldu. Bizi yersiz yurtsuz bırakmadı. Bu mübarek kandil günü bu satırları dualarla yazdım.

Hakkını helal et Mustafa Kemal Atatürk ! Nurlar içinde uyu..

MÜBADELE YILLARI…

Büyük büyük annem, büyük büyük dedem ve onların çocukları mübadele ile eski adı Bigados olan Selimpaşa’ya yerleştirildiler. Deniz kenarında Rumlardan kalma çok eski ahşap bir evde yaşadılar. Çok eski, İki katlı ve ahşapdı. Tadilat yapmak zorunda kaldılar. Yukarıda banyo, iki oda ve antresi vardı. Aşağı katta ise bir mutfak ve oda vardı. Bir de kuyuları vardı. Mutfak ve banyo için bu kuyudan su çekerlerdi. Fırınlarında ekmek pişirirlerdi. Ahırlarının içinde iki at, birkaç inek, ördek ve tavukları vardı. Naturel tavuk, yumurta, yoğurt, tereyağ ve peynir yerlerdi. Atatürk her birine 7 dönüm arsa verdi. Tarlalarında; bakla, nohut, buğday, soğan, arpacık, bamya, domates ve çeşitli sebzeleri ektiler.